21 Kasım 2025 Cuma

Duymak / Cemil YÜKSEL



"hayır Ayça suçlamıyorum seni, dinlersen"
bulacaksın sözcükten daha önce dile geleni
sessizliğin olgun bir tay gibi duran canlılığını
yukarılara çıkan suyun dağları nasıl kullandığını
ve aşkın sürekli nasıl oyunlar bulduğunu yeryüzüne

duymak ilahi bir durgunlukla inşa edilmiştir
boşluk ve belirsizlik tarafından hazırlanır
ağaçlar sarılı olduğumuz ıssızlığı hatırlatmak içindir
aslen unutmak bir duyma rahatsızlığıdır, kanmazsın 
kimi seslenmenin içine ekşi niyetler konur ve dünya
çiğ kokunun yayıldığı bir gürültü ile doldurulur, alışmazsın.

Ayça dümdüz yükselen otların içinde sımsıcak
güneşin büyük boşluklarla doldurduğu bozkır
kalbimi serinletircesine keskin ve pür dikkat
gözlerim hiç alışmadı senin çıplaklığına
ova, vadi ve ormanlardan karışarak sularına 
fesleğen ve reyhandan öğrendim tüm gelgitlerin sesini

milyonlarca yağmurun kendini susması için
kaldım yüzünde ağlamadığın acıları toplayarak
tohumları saçılmış kurak bir kıskançlık tarlasında
kaybetmenin her adım başı diktiği korkuluklarla
sonsuz bir izleme için konmuş bir sandalyede
bir vakit kapıldım seslerin kurduğu sözlü dünyaya
kalbim nasıl olduysa ferah ve pür dikkat kaldı
ve tutuldu engin çarpıntısına yükselmenin

tuz ve su neyse denizler için
senin en sert görünüşün, sessizliğin derin mimarı
bembeyaz kemikler gibi koruyor toprağın altını.