Başı Dertte İnsanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Başı Dertte İnsanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
30 Temmuz 2014 Çarşamba
16 Aralık 2012 Pazar
Reich Orgonon'da: Yalnız
Bugün
3 Nisan 1952, Orgonon, Rangeley, Maine. Ben, Wilhelm Reich, aşağı ki evin büyük
odasında tek başıma oturuyorum. Herkes gitti. Dün bütün gün ve bu sabah, adımı
taşıyan Vakfın Yönetim Kurulu’nda bir toplantı yapıldı.
Herkes
gitti ve ben dünle bugün Orgonon’u sarsan yıkım (Oranur) konusundaki
tutanaklara bir iki şey eklemek istiyorum. Burada, söylediklerimi dinleyen bir
tek kişi yok; yalnız ses alma aygıtı tanığım. Dilerim ilerde bir gün, herhangi
biri bu kaydı saygıyla, onca yıldır acunsal enerjiyi ve yaşam enerjisini
araştırabilmek için gerekli yürekliliğe duyulacak saygıyla dinler.
Çektiğim
büyük sıkıntının betimlenmesine, geçirdiğim uykusuz gecelerin, döktüğüm
gözyaşlarının, harcadığım çaba ve paraların, gerek yanımda çalışanlara, gerek
öğrencilerime göstermek zorunda kaldığım sabrın ayrıntılarına girmek
istemiyorum. Yalnız bir tek olguya değinmek istiyorum, ne burada, Orgonon’da,
ne de New York’ta, varlığının ta derinlerinden, yapmakta olduğum şeyi anlayabilecek
ve yaptığım işte yanımda yer alabilecek tek bir can yok. Hepsi çok iyi
insanlar. Doğru, dürüst, çalışkan kişiler, hepsine güveniyorum; hepsiyle —ya da
çoğuyla— çok iyi dostuz. Ama bu, hepsinin, evet tek bir ayrık bırakmaksızın
hepsinin, giriştiğim işe karşı oluşunu ortadan kaldırmıyor.
Her
biri benden nefret ediyor, işime burnunu sokuyor, çabamı yok sayıyor,
lekeliyor, sığlaştırıyor; çabamın etkilerini azaltmak için —şöyle ya da böyle—
bir şey yapıyor, düşüncelerimin keskinliğini ve sivriliğini yumuşatıyor, 1912’den,
daha doğrusu 1910’da annemin ölümünden beri yaklaşık kırk yıldır insanoğlunun
çektiği acılar konusundaki otuz üç, otuz dört yıllık dizgeli akıl yürütmemi
bir moloz ve hiçlik yığınına dönüştürmek, hiçleştirmek üzere elinden geleni
ardına koymuyor. Çevremde giriştiğimiz işi bütünüyle anlayacak ve bir an bile
«HAYIR, OLMAZ» demeyecek tek bir can yok.
Bu
«HAYIR», «İstemiyorum»un, «Hoşlanmıyorum»un, «Bu işe hiç gönlüm yok»un, «Neden
bu adam burada?»nın, «Neden varolması gerekiyor?»un, «Neden yerinde oturup uslu
durmuyor? »un, «Başımıza onca dert açan şu Oranur deneyine neden girişiyor? »un
ikiz kardeşi. Onlar yalnız derdi görüyor. Şu Oranur deneyinin hekimlik,
dirimbilim ve genel olarak bilim için, ayrıca düşünbilim için taşıdığı anlamı
görmüyor, ya da görmek istemiyorlar. Onlara sorarsanız bu, yalnızca bir dert
kapısı, bir hastalık, bir acı kaynağı. Ve zaman zaman —kendi düşüncelerini
benimsemeye hazır olmasalar da— keçileri kaçırdığıma inandıklarını açıkça
seziyorum. Bu tepki; yakın arkadaşlarımın ve birlikte çalıştıklarımın bu
tepkisi, 8.000 ya da 10.000 yıldır, ataerkil düzenin yazgısına egemen
oluşundan ve yeni doğmuş çocukta doğal sevinin yokedilişinden beri insan soyunu
kasıp kavuranın aynısı. Bunun ayrıntısına girmek istemiyorum; yayınlarımda
hepsi var. Yayınlarımı tanıyanlar, ne demek istediğimi de biliyorlar.
Eğer
bütün şu «İstemiyorum», «Korkuyorum», «Gönlüm yok», «Gebertirim şunu»,
«Yamyassı ederim», «Yaşamasına ya da varolmasına izin vermem »ler olmasaydı,
bunların hepsi yapılarında, arzularında, olumlu, bilinçli isteklerinde
bulunmasaydı, yaşam enerjisinin çoktan bulgu- lanması gerekirdi. Hepsi dürüst
ve iyi. Hayır, yapılarında var bu. Dokularında, kanlarında var. Acunsal enerji
ya da yaşam enerjisiyle, ya da Tanrı adını verdikleri şeyle, ya da
benliklerinin derinliklerinde yatan sevi gereksinmesinin karşılanmasıyla ilgili
hiçbir şeye hoşgörüyle bakamazlar. Bakamazlar ve ondan korkarlar. Kişilik
yapılarından ötürü korkarlar. Dokuları, kanlan buna uzanamaz, tutup alamaz,
uzak durur, kaçar ondan, ve gönülsüz bakar.
Bütün
bunları çabalarını, onurlarını, sevgilerini, yaşamlarını gözden düşürmek için
söylemiyorum. Doğru olduğu, öteden beri üretken cinsel etkinliğin, yaşamın,
sevinin, Lawrence gibi insanların, Giordano Bruno gibi kişilerin dünya
görüşünün, ya da İsâ gibi büyük yaşamların bulgulanması için giriştiğim
çalışmalarla ilgili olarak yaptıkları her şeyde, en sıradan devinimde, her
sıradan sözcükte, ileri sürdükleri her görüşte, yazdıkları her sayfada ortaya
çıktığı için söylüyorum.
Bu,
insan soyunun acı, kimsesiz öyküsüdür. Kendimi bu bilmeceyi çözmek ya da bu
konuda herhangi bir şey yapmak zorunda duyumsamıyorum. Ben rastlantıyla yaşam
enerjisini bulguladım. Oranur deneyimine katlanmak zorunda kaldım. Bunun
hekimliğin, dirimbilimin, düşün- bilimin ve doğal bilimlerin geleceği için ne
demek olduğunu biliyorum. Bütünüyle bilincindeyim bunun. Ve bu bilinç
içersinde tam anlamıyla yalnızım, uzakta ya da yakında, konuşabileceğim,
duygularımı çekinmeden açabileceğim, dostça söyleşebileceğim tek bir can yok.
Bu kadar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)