Zeynep için...
durdum en güzelinde çeşmelerin
durdum en güzelinde çeşmelerin
soluksuz
akan bir dağ çeşmesi
senin
olan onca şeyi akar buldum
nasıl
gelmişse bir araya öyle
sabah en
sade yeridir sevişmenin
buldum saçlarını dünyayı döndüren kıvrımda
sırtına doğru gövdeleştikçe uzunluğu
kömürlerden ışıldayarak çıkarırdı siyahını
sırtına doğru gövdeleştikçe uzunluğu
kömürlerden ışıldayarak çıkarırdı siyahını
bir fotoğraf gibi yeterdi her şeye ve
orda kocaman dururdu neyi çağrıştırdığı
orda kocaman dururdu neyi çağrıştırdığı
yenilenmiş
ve ip atlamayı
öğrendiğin
bir sevinçle sokaklarda
unutan
öğlenleri akşamları da unutan
bir balığın gözlerinin dolması sanki denizde
avuçlarım
konumunu almayı bilen
bir
gökyüzü gibi hazır
iştahla
doyurmaya yönelmiş bir anne gibi
doldur ağzımı, sesimi dağınık
kılan kelimeleri
ayıkla siyah taşlarından
ayıkla siyah taşlarından
hem söyle
sevmemiş miydim tekrarları
aynı
elbiseyi günlerce giymeyi ve
kullanmayı durmadan
kullanmayı durmadan
içimdeki
biçimsiz anahtarları
durdum!
en
güzelinde çeşmelerin,
soluksuz
akan bir dağ çeşmesi
yüzüme
sık sık çarptım, kesilene kadar
uyandır
diye korulara tünemiş o sevgiyi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder