öfken insanoğlu
uzakdoğu’dan ısmarlanmış kılıçlar gibi kesiyor
elmaları
kırmızı elmaları düş kurmaları
bir yer
buluyor mezbaha, kütükler, askılar
cam
gibi yerle bir gürültüler
korkular
eline ne geçirirse
anlamaları
boğuyor sevmesiz küçük sularda
ey
korku, meraklısın, cennete, cehenneme de
hata,
bir bahanedir, bakmaksızın kaçmalara
öyle
buyrulmuş tanrı oyunları
hazırsın,
kesmeye güzelliğin ellerini
ve
koparıp atmaya birden her türlü yakınlığı
tam
önüne hırlayan bir açlığın
parçalanmadaki
haz ne güzel hatırlatıyor
yoksunluğu,
böyle iniyor sana güzellikler işte
diş
geçirmeyle, acı duymayla, kanla
bunlarsız
nasıl hissedemiyorsun söyle
bunlarsız
duyamıyorsun bahçeyi
yenmek
ve yenilmek beceriksizlerin acısı
binlerce
köpeği sal barınaklarından
yitir o
uğultuyla havlamasını egonun
binlerce
ağacı bırak artık çevrelemekten
zabit,
kâtip, cümle yer göstericiden
dilenmekten
koy ver her türlü ilgiyi
dünya,
evler, insan, önce boşlukla dolar
eşyalar,
hepsi bir bir görmezden gelmek için
seni
seviyorum insanoğlu
öfken
salıncaktan düşmüş kardeşimdir.
Resim:Paulo Troilo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder