özenle tutuşundan her şey değerleniyor
doymuş dingin sevecenliği tatmış bir bebeğin
usulca bırakması gibi uykusuna kendini
her şeyin sığmazlığı buluşuyor sessizce
nerede ne içinde kiminle bilmeden
uykusunda düzelmeye bırakmış saçlarını
uykusunda iyileştiriyor yüzünde ufalanmış yüz çevirmeyi
okunmamış kağıtlar sımsıkı ve yapışık
eski karalamalar da ağır mı ağır köprü altlarından
hepsini iade mührüyle derliyor toprak kokusu
hepsini iade mührüyle derliyor toprak kokusu
an istasyonları tarifsiz yön ibresi çekiliyor
öpüşmenin iksirinden bulaşıyor ağzına dokunmak
işte böyle gelip kuruluyor içine kırlangıç yuvası
güneş çalışma diliyor taşkın bir gün ışığıyla sana
ovalayarak içine yıkılmış hurda uyuşukluk
hazırlanan bir kuş kanadı gibi gerinip
koca bir gün için işlediği atılganlığı
koca bir gün için işlediği atılganlığı
besliyor durmadan yer çekimine karşı
şimdi çarpıyor midenin kenarında heyecan
serinlemiş omuz açıklığı, salınan kas
böyle gelip yer ediyor içine
serinlemiş omuz açıklığı, salınan kas
böyle gelip yer ediyor içine
yoğun
eksilen sonra sızan her şey.
ah kağıtların üstünden haklı çıkmanın kelimeleri
ne yazık ne üzgün ve ne çaresiz
ne yazık ne üzgün ve ne çaresiz
leblebiler bile kırabiliyorken dişleri.
....12.2013
Görsel Eser: Lucio Fontana
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder