Nereye mi gidiyorum? Pek
bilmiyorum aslında.
Altıntopların yetiştiği
derenin kenarına —
Çam ağaçlarının savrulduğu
tepeye —
Bilmiyorum. Herhangi bir
yere işte.
Nereye mi gidiyorum?
Bulutlar süzülüyor,
Küçük bulutlar, bebek
bulutlar gökyüzünde,
Nereye mi gidiyorum?
Gölgeler geçip gidiyor,
Küçük gölgeler, bebek
gölgeler çimlerin üzerinde.
Bir bulut olup da,
süzülseydiniz yukarılarda,
Süzülüyor olurdunuz gökyüzü
kadar mavi sularda,
Ve çayırda beni görüp de
şöyle derdiniz:
“Gökyüzü bugün ne kadar da
yeşilmiş.”
Nereye mi gidiyorum?
Sesleniyor kayalıklar:
“Çok eğlenceli, yalnızca
doğmuş olmak bile.
” Nereye mi gidiyorum?
Ötüyor kumrular:
“Yapacak bir sürü güzel şey
var gerçekten de.”
Eğer bir kuş olup da
yükseklerde gezinseydiniz,
Yaslanırdınız rüzgâra,
rüzgâr çıktığında,
Sizi alıp götürürken,
rüzgâra şöyle derdiniz:
“Bugün gitmek istediğim yer burasıydı tam da!”
Nereye mi gidiyorum? Pek
bilmiyorum aslında.
Nereye gidildiği kimin
umurunda?
Çançiçeklerinin yetiştiği koruluğun
içlerine —
Bilmiyorum. Herhangi bir
yere işte.
Biz Küçükken / Kabalcı Yayınevi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder