bu dünyada en güzel ben terk
edilirim
sessizliğe,
yalnızlığa ve akşam üstlerine
dosdoğru ve birden
boşluğun
unutulmuş genişliğine fırlatılırım
yüzümde
kağıtlardan sıyrılmış bularak her tanımı
kaldırılıp
yerden bırakılırım ağırlığı yoklanmış taşlar gibi
ne
denizde sektirmek için
ne
de bulanık camları düşürmek uğruna
ayrıntıları
eskimiş anılar gibi
çocuk
sesleriyle dolu parklarda unutulurum
kimsenin
duymadığı bir sessizliği çalışırım
sabahtan
akşama dağıtırım bu hediyeyi
bu
dünyaya en güzel ben terk edilirim
yeşile
rüzgara kökleri dışarı taşana doğru
güneşin ve toprağın elinde açan bir tomurcuğun
geceye doğru taşan köklerinden
kapanmaya bir yer bulurum hep engin.
kıvrılan
yastığından düşer boynun
bulutun sessizliği gibi bir şey bu
duruşundan duyulur sesin usul usul
söyledikçe buluşturur tüm sesleri parmak uçların
söyledikçe buluşturur tüm sesleri parmak uçların
bu
dünü binlerce kez yaşadım
yüzüme yerleşmiş binlerce gözle seni durmadan tanıdım
bu
yeryüzüne işte ona ne güzel terk edildim, bilemezsin
olmaya mayalanan sütlerin tazeliğiyle.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder