Karar vermek neden zordur? John Gardener'ın Grendi adlı romanında yaşamın gizemleriyle kafası karışan kahraman bilge bir rahibe başvurur ve o da iki basit ifade, altı korkunç sözcük sarf eder: Her şey yok olur ve seçenekler dışlanır.
"Seçenekler dışlanır" bu kavram pek çok karar verme zorluğunun merkezinde yatar. Her "evet" için bir "hayır" olmalıdır. Kararlar pahalıdır, çünkü vazgeçmeyi gerektirmektedir. Bu olgu çağlar boyunca çok sayıda büyük zekâyı kendine çekmiştir. Aristoteles eşit derecede çekici iki yiyecek arasında seçim yapamayan aç bir köpeği hayal etmiş ve ortaçağ alimleri Burridan'ın aynı derecede güzel kokan iki saman balyası arasında açlıktan ölen eşeğini yazmışlardır.
42. Bölümde ölümü, bireyi sıradan zihinsel durumdan değişimin daha olası olduğu ontolojik duruma (var olduğumuzun farkında olduğumuz var olma durumu) geçirebilen sınır deneyim olarak tanımlamıştım. Karar da bir diğer sınır deneyimdir. Karar verme diğer olasılıklarla bağımızı koparır. Bir kadını, bir kariyeri, bir okulu seçmek diğer olasılıkları terk etme anlamına gelir. Sınırlarımızla ne kadar yüzleşirsek kişisel özel oluş, sınırsız potansiyel, ölmezlik ve biyolojik kader kanunlarından bağışık olduğumuz mitini o kadar çok bırakmak zorunda kalırız. Heidegger bu nedenlerle ölümden, daha fazla olasılığın olanaksızlığı diye söz etmektedir. Karara giden yol zor olabilir, çünkü sonluluk ve zeminsizlik bölgesine götürür kaygıyla dolu bölgelerdir bunlar. Her şey yok olur ve seçenekler dışlanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder