Dom
Juan: Hadi bakalım! Benimle konuşup duygularını anlatmakta serbestsin.
Sganarelle: O zaman
Mösyö, yönteminizi hiç mi hiç onaylamadığımı ve sizin yaptığınız gibi, her
gördüğünü sevme işini pek bayağı bulduğumu açık açık söyleyeceğim.
Dom
Juan: Ne? Bizi etkileyen ilk nesneye sonsuza dek bağlanmamızı, onun
için dünyadan vazgeçip her şeye gözlerimizi kapamamızı mı isterdin? Sadakati
sahte bir onur sorunu yapalım, sonsuza dek tek bir tutkuya gömülüp kalalım ve
henüz gencecikken, gözlerimizi yuvalarından uğratabilecek öteki bütün
güzellikleri kaçıralım, oh ne âlâ! Hayır efendim: İstikrar zavallılara iyi
gelir ancak; bütün güzelliklerin bizi ayartmaya hakkı vardır, ve ilkine
rastlamış olmanın sağladığı elverişli durum, geri kalan hepsinin gönüllerimizi
fethetme konusundaki haklı iddialarına hiç mi hiç engel olmamalıdır. Bana
gelince, güzellik, onu bulduğum her yerde kendimden geçirir beni ve onun o
uysal hiddetine rahatça bırakıveririm kendimi. İstediğim kadar bağlanmayı deneyeyim,
bir güzele duyduğum aşk, ötekilere haksızlık etmek üzere bağlayamaz ruhumu; her
güzelin hak ettiğini görmek için korurum gözlerimi ve her birine doğanın
zorunlu kıldığı saygıyı gösterir, hak ettiği bedeli öderim. Ne olursa olsun,
sevimli bulduğum herhangi bir şeyi kalbimden yoksun bırakamam; ve güzel bir
yüz benden kalbimi istediği anda, on bin kalbim olsa, hepsini veririm ona.
Hepsi bir
yana, yeni yeni filizlenen aşkların dile gelmez bir büyüsü vardır ve aşkın
bütün hazzı değişikliktedir. Yüzlerce övgüyle gencecik bir
güzelliğin gönlünü çelmenin, günbegün kaydettiğiniz ilerlemeleri izlemenin,
taşkınlıklar, gözyaşları ve iç çekişlerle, silahlarını indirmekte zorlanan bir
ruhun masum edebini alt etmenin, o güzelliğin karşımıza getirdiği bütün o ufak
tefek direnişleri azar azar zorlamanın, onur
sorunu yaptığı kuruntuların üstesinden gelip onu usul usul arzu ettiğimiz
noktaya getirmenin verdiği o sonsuz rehavetin tadını çıkarır insan. Ama bir
kez efendisi oldunuz mu onun, ne söylenecek ne de ümit edilecek bir şey
kalmıştır; tutkunun bütün güzelliği bitmiştir ve yeni bir nesne gelip de
arzularımızı uyandırmadıkça ve kalbimize yeni bir fethin gönül çelen
cazibesini sunmadıkça, böylesi bir aşkın huzuru içinde uyuyakalırız. Sonuçta,
güzel bir kadının direnişini alt etmek kadar tatlı bir şey yoktur ve bu konuda
başarıdan başarıya koşan ve isteklerine bir türlü gem vuramayan hükümdarların
hırsı var bende. Arzularımın taşkınlığını durdurabilecek hiçbir şey yok: Bütün
dünyayı kucaklayabilecek bir kalbim var sanki; ve tıpkı İskender gibi, aşk dolu
fetihlerimi genişletebileceğim başka dünyalar isterim ben de.
bu büyük bir kaos !
YanıtlaSil