dokunmanın sesinden çıktığın oluyor
bir rüzgar dahi giremiyor açıklığından
sana söylenmiş sözler buluyorlar
belki herkesin söylemekten kendini alamadığı
sözler
durup baktığın her şeyle başlıyor oysa
sıkı örülmüş bir atkı halinde üzerinde
uygun yerleştirilmiş bir gün kadar özenli
bir adam gözlerini kolluyor boşlukta
bir kırlangıç ötüşü halinde aniden ve
yavaşlayarak
utanıyor kendiyle bir kuytuda öpüşmekten
bir adam eliyle yokluyor kendini
bir körlükten çıkarılmış kendini
devrilen bir heykeli düzelterek
az kalıyor ne söylense bu bahçe kokusu
yeşilliği tazeleyen ışık, vapurları tutan
örgü
heyet raporları, kağıtlar bitmeyen imzalar
tekrar yaratılan kelimelerdeki vurgu
az kalıyor karşılaşınca dolanarak yükselen
saçlarından
iki ucundan da ayrı ayrı geçiliyor
uzaklığı ölçülmez dalgınlığından
az kalıyor varılmaya bir cuma günü
varılmasına
köklü deniz örtüleri balıklar akıntılar
gözlerindeki siyahla çeşitleniyor dünya
biz durmadan söyleniyorduk
yürüyüşünde aralanıp duran
uzun bacaklı bir şiiri.
Görsel:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder